18 Mayıs 2009 Pazartesi

MOTİF VE OYA














Oyaların “Türk danteli” olarak adlandırıldığını biliyor musunuz? Oyanın Avrupa’da ortaya çıkış tarihi 16.yy ve Fransız Akademi Lügatine giriş tarihi 1594 yılıdır ve batı dillerinde oya bu adla tanınmaktadır. 1905 Menfiz kazılarında bulunan bazı örneklerden bu sanatın MÖ 2000 yıllarına kadar uzandığı da saptanmıştır. İğne ile yapılan oyanın 12.yy’da Anadolu’dan Avrupa’ya geçtiği kaynaklardabelirtilmektedir.



Oyaların ana unsuru motiftir. Motif süsleme işlerinde tekrar eden veya kendi başlarına veya birden çok sayıda kullanılarak kompozisyon oluşturulabilen birimlerin her birine verilen addır. Değişik sanat dallarında motif öz olarak aynı anlamı taşımakla birlikte müzikte farklı bir birimin adı, resimde farklı bir birimin adı ve oyada farklı bir birimin adıdır. İlk asırlardan beri var olan motif sanatı Osmanlılar döneminde süsleme alanında en ileri seviyeye ulaşmıştır.




Motifler kullanıldığı sanat dalının özelliği yanı sıra; kullanan toplulukların gelenek ve göreneklerine göre şekillenir. Onların beğenisini, inançlarını, yaşadıkları çevrenin özelliklerini, yaşama bakış açılarını yansıtan bir unsur olarak karşımıza çıkar. Nesilden nesile aktarılan bir tür günce özelliği taşır.













8.yy.’dan itibaren İslamiyet’e geçen Türklerin mahalli kültürlerdeki etkisi 11.yy’dan itibaren görülmektedir. İslamiyet’ten önce hayvanlardan etkilenen motifler daha sonra İslamiyet’in etkisi ile stilize süslemeye dönüşmüştür. 15. ve 16.yy motif sanatının en üst düzeye ulaştığı dönemdir. 19.yy.’da klasik süsleme sanatının batı sanatının etkisi altına girerek bozulması önce kompozisyonları ve motifin estetik özelliğini kaybetmesine neden olmuştur.













Motif görüneni anlatmanın yanı sıra görünmeyeni dile getiren bir tür iletişim kaynağı, bir yorum sanatıdır. Motif ipek yolu üstündeki Anadolu’da Türk kadınının elinde ipek iplikle ilmek ilmek motiften desene, çiçeğe, kelebeğe; en önemlisi dile dönüşmüştür. Tarih boyunca Türk kadınları duygularını, düşüncelerini, sevinçlerini, üzüntülerini; tasarım yeteneklerini oyalara aktarmış, oyalara verdiği adlarla öz kültürümüzü günümüze taşımış ve geçmişle gelecek arasında köprü kurmuştur. İçinde bulunduğu duruma uygun oyalı yazmaları örtünerek kavga, tartışma gibi günün ahlaki kurallarına aykırı tavır takınmak yerine konuşmadan kendini ifade yolunu seçmiştir.



















Kocasına dargın olduğunu biber oyası örtünerek, içine girdiği yaşam çarkından duyduğu bıkkınlığı çarkıfelek oyalı yazma bağlayarak, aşkını ve mutluluğunu sümbül oyalı yazma ile anlatmıştır. Bazen yazmasındaki oyalar onun sosyal durumunu anlatır. Hamile kadın müjde oyası ile müjde verir. Kocası askerdeyse asker oyalı yazma bağlar. Kaynanası ile arası açıksa kaynanadili oyası başında derdini anlatır sözsüz lisanla. Kızılcık oyası ele güne memnun görünen ama aslında mutsuz olan gelinin taktığı oyadır.”Kan kusuyorum ama kızılcık şerbeti içtim diyorum” demek istediğini anlatır. Zengin gelin saray süpürgesi oyası ile salınır ortalıkta. Bey geldi hanım sallandı, elti çatlatan, kaçan kızın eteği, vb oyalar sosyal ortamdan oluşmuş oyalardır.













Yörenin özelliği oyaları ve oya adlarını etkiler. Yörenin bitki ve iklim özelliklerine göre; söğüt yaprağı, çınar yaprağı, bahar dalı, dağ lalesi, örümcekli, sülük oya, eşek arısı, yılan kemiği, kazayağı, tavşankulağı, ördek gözü gibi oyalara rastlanır. Aynı oya farklı bölgelerde farklı isimler alabilir. Örneğin Artvin’de subay sırması oyası Konya’da yılan kemiği olarak adlandırılabilmektedir. Teknolojiden etkilenen fayton tekeri, motor izi, vb; toplumda tanınan kişilerden etkilenen Türkan Şoray kirpiği, Demirel şapkası, Ecevit burnu oyaları da vardır.













Evlilik döneminde gençlerin birbirine duygularını anlattıkları oyalar genellikle çiçeklerden oluşur. Gül oya, portakal oyası, sümbül oya gibi. Bir de evlilik döneminde karşılıklı hediye alışverişi yapıldığı dönemde bohçaya konan oyalar vardır. Örneğin: Üzüm oyası kayınvalideye verilen yazmada yer alır. Ömür boyu tatlılığı simgeler. Sarmaşık oya kayınvalideye duyulan sevgi ve muhabbeti simgeler.